Yüksek Sadakat İle Röportaj

56. EUROVISION ŞARKI YARIŞMASINDA ÜLKEMİZİ YÜKSEK SADAKAT’İN TEMSİL EDECEĞİNİN AÇIKLANMASININ HEMEN ARDINDAN, EKİBİN YAPTIĞI BASIN TOPLANTISI VE SONRASINDA DA ÖZEL BİR RÖPORTAJ İLE GRUP ÜYELERİ İLE BİR ARAYA GELDİK.

BASIN TOPLANTISINDAN ÖĞRENDİĞİMİZ ÜZERE, TEKLİF SİZİN İÇİN DE SÜRPRİZ OLMUŞ. EKİBE KARAR VERİLİRKEN NE GİBİ KRİTERLERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDU SİZCE TRT !


KENAN VURAL : Aslında onu tahmin etmek çok zor değil. TRT müzik daire başkanı, biz de kendilerini gazetelerden takip ediyoruz ve aslında onların söylediği çok güzel birşey var; seçilen ekip sadece yaptıkları müzik ile değil, fertlerin eğitimleri ile, kültürleri ile, yabancı dil donanımları ile bütünü ile Türkiye’yi temsil edecek insanlar olması koşulunu aradıklarını söylemişler ve sağolsunlar bizi böyle bir göreve layık görmüşler. Biz de kendimize baktığımız zaman, Yüksek Sadakat herhalde geçtiğimiz iki üç sene içerisinde müzikal olarak kendi rüştünü gayet iyi bir şekilde ifade eden bir grup. Hem konserlerimizden, hem gelen bir takım tepkilerden, web sitemizde yapılan yorumlardan bunu anlıyoruz. Ancak şöyle de düşünmemek lazım, yani bu yarışma orada sahnede geçireceğimiz birkaç dakika ile sınırlı değil. Bunun öncesinde de çok önemli görevlerimiz olacak. Herşeyden önce, bu süreç üç tane şarkı teslim etme durumu ile başlamış oluyor. Bu işin bizi ilgilendiren kısmı ama şarkı seçildikten sonra, yarışmadan önceki bir bir buçuk ay çeşitli Avrupa ülkelerinde, şarkımızı ve ülkemizi tanıtım çalışmalarına katılacağız. O noktada, tabiki bizim kendimizi doğru ifade eden insanlar olmamız ki bu sadece Türkçe ile değil, grup İngilizce de, Almanca da konuşabiliyor, yabancı dilimiz ile de orada var olmamız, kendi coğrafyamızı ve kültürümüzü bilecek yaşta olmamız TRT’nin bizi seçmesinde etkin olan faktörlerdir diye düşünüyorum.

SON YILLARDA ÜLKEMİZİ AYNI ARENADA POPÜLER ROCK MÜZİK SANATÇILARININ TEMSİL EDİYOR OLMASI VE ELDE ETTİKLERİ BAŞARILAR ROCK MÜZİK SANATÇILARININ TERCİHİNDE ETKİ SAHİBİ OLABİLİR Mİ ?

KENAN VURAL: Bana göre müzik rock ta olsa, pop da olsa, halk müziği de olsa, arabesk de olsa zaten çok evrensel bir dil. Dolayısı ile bunu Rock müzik yaptığımız için seçildik, pop yapsaydık olmazdı diye değerlendirmek bence çok uygun olmaz. Bizim yaptığımız Yüksek Sadakat müziğinin de mutlaka bir katkısı olacaktır. Zaten eğildiğimiz parçalar, sonuçta seçilen parça bizim kendi müziğimiz olacak, yani Yüksek Sadakat müziği olacak. Yüksek Sadakat müziği de kendi içinde işte Batı’yı da barındırıyor, kendi coğrafyasını da barındırıyor ama biz bu çizgide devam eden bir pop grubu olsaydık da yine şansımız olurdu diye düşünüyorum.

KUTLU ÖZMAKİNACI: Evet ben de katılıyorum, belki bazı müzik türleri aktüel olmaları sebebi ile diğer müzik türlerinden daha evrensel olmayı beceriyorlar ve rock ta bunlardan biri. Fakat pop müziğin rock müzikle mücadelesinde geri kalan bir tarafı olduğunu düşünmüyorum ben. Hatta belki daha öne çıktığı durumlar da var tüketilen miktara bakarsak. Benim hoşuma giden bir şey var; son yıllarda rock gruplarının tercih ediliyor olması Türkiye’de rock’ın artık yer altından çıkıp popüler müzik sahnesinin değişmez bir aktörü olmaya başladığını gösteriyorlar, bu beni çok sevindiriyor. Rock müzik yapan sanatçıların öneminin toplum tarafından kabul görmeye başladığını gösteriyor bu durum çünkü toplumu temsilen en yukarıdaki merci olan TRT tercihini bu yönden kullanıyor. Demin Kenan’ın altını çizdiği sebepler mutlaktır ama öncelikli olarak Türk insanı ile iletişim kurabildiğini gördüğü için kullanıyordur bence. Bu beni çok sevindiren birşey herşeyden önce, bizim ve bizim gibi müzik yapan sanatçıların artık kalıcı aktörler olmaya başladığını gösteren birşey. Çok mutlu ediyor bu beni.

SERKAN ÖZGEN: Kutlu ve Kenan gayet güzel özetlediler. Aslında baktığımızda bu olay sadece son 10 yıl içerisinde gelişen bir olay. Biz 1975 senesinde katılmışız ilk Eurovision’a, o günden bugüne baktığımızda biz aslında katılan 4. rock soundlu müzik yapan grubuz. 2000 – 2010 yılları arasındaki bu 10 yıllık süreçte, evet böyle bir rock soundlu müzik ile Türkiye adına da çok ciddi bir ilerleme fark ediliyor, dinleyici ve firmalar da bunun farkında. Mainstream dediğimiz ana dalgaya artık rock müzik te katılmış durumda.

EUROVISION TERCİHLERİ SÖZ KONUSU OLMASA DA ROCK MÜZİĞİN YÜKSELİŞİNİ KONUŞABİLİYORUZ...

KUTLU ÖZMAKİNACI: Evet evet ben onu söylemekte hiç bir beyis görmüyorum. Rock müzik son 10 yılında çok ciddi bir öneride bulundu Türk gençlerine. Bu öneri 90’ların ortasında kendini hissetirmeye başladı ve arkasından git gide, git gide yükselen bir ivme ile biraz sanki dişi ile tırnağı ile kazıya kazıya kendine popüler müzik sahnesinde yer edindi. Benim sadece bir müzisyen olarak değil, yazar olarak da savunduğum fikir de bu yönde olduğu için çok da memnunum. Rock popülerleştikçe değerinden birşey kaybetmez tam tersine insanlar ile olan, toplum ile olan ilişkiniz popülerliğiniz ile doğru orantılıdır. O zaman bir etkileşim başlar ve bir etkileşim başladığında da siz kendinizi onlar kendini yeni bir pozisyona göre ayarlamaya başlarlar. Buydu asıl mesele ve ben artık son yıllarda 4 grup görünce tamam diyorum oluyor bu işler.

ÖNERDİĞİNİZ ŞARKILARIN ARASINDAN BİR ŞARKI SEÇİLECEK. KENDİMİ SİZİN YERİNİZE KOYUYORUM, MESELA ŞARKILARDAN BİRİ BİRAZ DAHA FAZLA SİNSE İÇİME AMA O DEĞİL DE BİR DİĞERİ SEÇİLSE... SİZ NE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ BÖYLE BİR DURUMDA ?

KUTLU ÖZMAKİNACI: Üç şarkıyı biz seçeceğiz. Orada seçici biziz. Orada şarkılar heyete girdikten sonra TRT ile birlikte bizim de söz hakkımız olduğunu biliyoruz. Birlikte orada şarkıların hangisinin en iyi şekilde bizi temsil edeceği konusunda konuşacağız ama belki ortada sizin dediğiniz gibi onların; “ya bizim gönlümüz bu şarkıdan yana” deyip, bize vereceği yeni bildirimler ile başka bir noktaya kayabilir düşünceler. Mümkün mertebe çevremizdeki insanların geri bildirimleri de bizim için değerli olacak ama çözüleceği nokta Ankara TRT ve o kurul. Bu iş biraz şöyle birşeydir; olduğunda anlaşılan şeyler vardır ya işte öyle birşey. Şarkılar belli olacak kısa bir süre içerisinde, biz bunların içerisinde kendimize göre bu oldu, bu oldu, bu da oldu demek isteriz ayrıca. Biz hissedeceğiz diye tahmin ediyoruz öncelik olarak fakat bilemiyorum, arkadaşlarımın da bu konuda ne düşündüklerini. Başka bakış açıları ekleyebilirler.

KENAN VURAL: Bakış açılarımız aslında paralel. Ben bu konuda aslında çok rahatım eğer şöyle birşey olsaydı; evet bu grup sahnede çok iyi duruyor, şarkıcıları da güzel şarkı söylüyor, sahneyi iyi dolduruyorlar, bu çocuklar bizi temsil etsinler ama şarkılarını biz o kadar beğenmiyoruz, biz başka bir yerden beste alalım da içlerinden uygun bir tane seçelim, onlar da çıksın söylesinler, öyle birşey olsaydı zaten biz bu işin içinde olmazdık ama bir tedirgilik mutsuzluk olamaz çünkü zaten TRT bu üç şarkıyı da bizim yazmamızı istedi. Ha şöyle birşey var, yazdığımız her parça birbiri ile eş değer olmayabilir. Bazı parçayı ilk defa dinlediğinde anlar insanlar, bazı parça vardır anlaşılması için 10 defa dinlenmesi gerekebilir. Biz işte ilk defada doğru bir algı yaratacak bir parça yapabilmeyi hedefliyoruz. Aynı şekilde aynı duyguyu yaratacak üç parça yapacağız, onlardan biri seçilecek. O noktada bizim fikrimiz sorulmasa bile önemli olan bizim oraya önereceğimiz üç şarkının birbirleri ile eş değer duyguyu, eş değer iddiayı taşıyabilmesi. Biz bunu yapamayacağımızı düşünsek zaten bu teklifi kabul etmezdik. Şu noktada hiçbir sıkıntımız yok.

RÖPORTAJIN DEVAMI HAFTAYA BU SAYFADA ....


0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Favorites More